MİRAS HUKUKU
Miras hukuku bir kimsenin mallarının ölümünden sonra ne şekilde paylaşılacağının ve bu konuda mirasçıların haklarının düzenlendiği özel hukuk alanıdır.
Kişiler, her ne kadar mal varlıkları hakkında tasarrufta özgür olsalar da miras hukuku bu tasarruflara bir sınırlama getirmiştir. Bu sınırlamaların amacı mirasçıların haklarını korumak olduğu gibi aynı zamanda miras bırakanın iradesini doğru bir şekilde yansıtabilmesidir.
KİMLER MİRASÇI OLABİLİR?
Miras hukukunda mirasçılar, yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır;
MİRASÇILARIN HAKLARI
Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma)
Miras bırakanın mirasçı/mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapmış olduğu görünüşte geçerli olan ancak gerçek iradesini yansıtmayan işlemlere muris muvazaası denir. Muris muvazaası ülkemizde genellikle kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla, babaların mallarını tapuda satış göstermek suretiyle erkek çocuklarına bağışlamasıyla meydana gelir. Bu gibi durumlarda miras hakkı elinden alınan mirasçı dava yoluna giderek tapu iptali ve tescil talebinde bulunarak söz konusu muvazaa işleminin iptalini isteyebilir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/12009 Esas, 2013/15491 Karar Sayılı Kararı
Somut olaya gelince; asıl davanın davacılarının miras bırakan D. P.’ın kızları ve ölen kızından olma kız torunu olduğu, dava konusu taşınmazların ise tek erkek çocuk olan davalılar murisi N. P.’a temlikinin yapıldığı, murisin satış ihtiyacının olmadığı, satış bedelleri ile gerçek bedeller arasında fahiş fark olduğu görülmektedir.
Öyleyse, değinilen bu olgular, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğine miras bırakan D.P.’ın asıl davaya konu olan dava konusu taşınmazları temlikteki gerçek iradesinin kız çocukları olan mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Saklı Pay (Tenkis)
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere mirasçılar 2’ye ayrılmaktadır. Yasal mirasçılar, Atanmış mirasçılardan farklı olarak saklı pay hakkına sahiptir. Saklı pay bir mirasçının terekeden alması gereken minimum pay oranıdır. Miras bırakanın yapmış olduğu saklı pay oranını ihlal edecek tasarruflar mirasçıdan mal kaçırma gayesi gütmese bile payı ihlal edilen mirasçının payı oranında iptal edilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17651 Esas, 2018/5867 Karar Sayılı Kararı
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Türk Medeni Kanunu’nun 565, maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) veya saklı payı ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Türk Medeni Kanunu’nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları, (en sonda da kamu yararına yapılan kazandırmaları) dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla orantılı sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Denkleştirme
Miras bırakanın sağlığında mirasçılardan birine miras payı dışında haksız kazandırmada bulunması halinde, diğer mirasçının/mirasçıların bu kazandırmadan doğan paylar arası dengesizliğin giderilmesini isteme hakkı vardır. Bu hakkın kullanılması halinde hakim kazandırma işleminden dolayı mirasçıların pay oranlarında meydana gelen dengesizliği gidererek bütün mirasçıların eşit pay almasını sağlar.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/25017 Esas, 2014/573 Karar Sayılı Kararı
“Dava, mahkemece de kabul edildiği üzere denkleştirmeye ilişkindir. (TMK md. 669-675) Mirasta iade davasının açılabilmesi için terekenin paylaşılmış olması mecburiyeti bulunmamaktadır. Paylaşmadan önce, paylaşma sırasında veya paylaşmadan sonra mirasta iade davası açılabilir. Mirasta denkleştirme istemi mirasın paylaşılması tamamlanana kadar gerçekleştirilebilir. Başka bir anlatımla mirasta denkleştirme istemi miras paylaşılmadığı sürece zamanaşımına uğramaz. Mirasın taksimi halinde ise taksimin yapılmasından itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde mirasta denkleştirmenin istenmesi gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava konusu olaya bakıldığında; tarafların ortak murisi olan Mustafa ..un 28.12.2005 tarihinde öldüğü, davacılar tarafından 27.12.2006 tarihinde bu davanın açıldığı, bu davadan önce ve sonra murisin terekesinin taksimine yönelik ortaklığın giderilmesi davalarının ikame edildiği, yani iş bu dava tarihi itibariyle murisin terekesinin henüz paylaşılmadığına göre zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde, taraf delillerinin mirasta iadeye (TMK md. 669-675) yönelik olarak değerlendirilerek, gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, mirasın taksimi talep edilmedikçe denkleştirmenin yapılmayacağı gerekçesiyle davanın reddi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.”
Görevli Mahkeme
Miras hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme HMK Madde 2 “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Yetkili Mahkeme
HMK Madde 12 “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” hükmünden anlaşılacağı üzere kanun işbu uyuşmazlıklarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerini kesin yetkili tayin etmiştir. Birden fazla taşınmazın bulunduğu durumlarda ise taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde diğer taşınmazlar hakkında da aynı yerde dava açılabilecektir.
ANAHTAR KELİMELER
AVES Hukuk Bürosu bireysel ve kurumsal müvekkillerine avukatlık hizmetleri vermektedir.
Tescilli Marka - 2024 - Mütefekkir